Salih Uçan... 2012-2013 sezonu başında Bucaspor'dan transfer edildi Fenerbahçe'ye. İlk geldiğinde herkes olumlu ya da olumsuz bir tepki veremedi. İlk defa Fenerbahçe bu kadar genç yaşta bir isme yatırım yapmıştı. Çok mantıklı bir yatırımdı hem de. Sonuçta TFF 1. Lig'den nefret eden ben bile bu adamın adını bize gelmeden 4 AY ÖNCE duymuştum.
Kadıköy'deki Antalya maçıydı. O meşhur serimizin bozulduğu maç. Hani herkesin sahada kötü oynadığı pas dahi veremediği ama tüm suçun Salih'e atıldığı maç. Aslında daha oradan anlaşıldı bir şeylerin olacağı. Ama bir Allah'ın kulu bile Salih'in ilk maçı olur öyle şeyler. Bu çocuk daha genç bile demedi. Ama Salih pes etmedi, çalıştı, mücadele etti.
Kadıköy'deki Plzen maçı. Çeyrek finale kalmak için mücadele ediyoruz. Büyük bir maç. Oyun sıkıcı. İnsanın uykusu gelecek kadar sıkıcı hem de. Sahneye Salih çıkıyor. Golünü atıyor. İnanın, atılan golden çok golü Salih attığı için ayrı bir sevindim. Çünkü bu çocuk o golle güven duygusunu kazandı. Çünkü bu çocuk o golle Fenerbahçe tarihinin en genç golcüsü oldu. Çünkü bu çocuk o golle 25 milyon Fenerbahçe taraftarını sevindirdi. Çünkü bu çocuk o golle Salih Uçan'ı gösterdi bizlere.
Son olarak Antalya ve Ordu maçları. Takım her ne kadar o sıralarda Galatasaray'ın 5 puan arkasında olsa da bu maçları kazanarak bir ihtimal diyecekti. Olağanüstü goller attı. Bizlere 'Bu çocukta iş var.' dedirtti. Öyle ki Alex mi Salih mi kıyaslamaları yapanlar da oldu. Bu kıyaslama hadsizliğe girdi gerçi. Her şeyden önce Fenerbahçe ilk defa bir genç kazandı. Hem de karakterli bir genç. Kendini övmeyen, son derece iş ahlakına sahip, futboluna özel hayatını karıştırmayan pırıl pırıl bir genç. Fenerbahçe taraftarı olarak böyle bir ismi kazandığımız için Allah'a dualar ettik.
Ve dünkü maç. Oyuna 60. dakikada Alper'in yerine girip hiç de alışık olmadığı ön libero pozisyonunda oynayan Salih'i bi dövmedikleri kaldı. Ayrıca Salih'in yaz ayında dinlenemediğini herkes biliyor. Bu adama bu kadar acımasızca ithamlarda bulunmak o insanlarda vicdan duygusunun köreldiğini gösteriyor bizlere. Öyle ki utanmasalar (gerçi utandıkları da yok ya) dün akşamki mağlubiyetin tek sorumlusu olarak Salih'i gösterecekler.
Salih'e karşı eleştiri yapamıyorlar da. Tamam Salih daha gençtir biraz abilerinden bir şey öğrenmesi gerekir kendini hemen bırakmaması gerekir deseler eyvallah. Böyle deseler %100 haklılar ama bunlar işin boyutunu başlı başına değiştiriyorlar.
Biri kalkıp diyor ki 'Bu çocukta ciddiyet yok. Bırak kiralanmayı hemen satılmalı.' diyor. Peki bunu diyen adama sormazlar mı neye dayanarak bunu söyledin diye? Bir maçla adamı vezir bir maçla rezil edersen bunun zararını yine senin o aşık olduğun Milli Takımın çekmeyecek mi? Hiç mi düşünemedin bunu? Bu adamın kötü olduğu 1 maç görmüşsen iyi olduğu en az 10 maç görmüşsündür. Sen insanları 1 maça göre yargılayacaksan kusura bakma ama o sözde yorumcululuk koltuğun sallantıdadır.
Bir başkası da kalkıp diyor ki sahada ne yaptın otur kendine gel diyor. 30 dakika boyunca bu adam kötü oynamış hatta berbat oynamış olabilir. Ama 90 dakika sahada olmayanlara ne diyecekler acaba? Tam bu sorunun cevabını düşünürken yine yazısında cevabını yazmış. Cristian mücadele ediyor, Kuyt ne yapsın yazmış. Bunları yazarken bile emin olun ellerim titriyor sinirden. Bu derece sığ düşünceli insanlarımızın güzel ülkemde (!) yazar olması çok yazık.
Şimdi bahsettiğim 2. yazarın iki farklı yazısını sizlere sunuyorum. Ne kadar ileriyi görebilen (!) son derece mantıklı yorumlar yapan bir adam olduğunu göreceğiz.
http://www.aksam.com.tr/yazarlar/salihin-bir-sirrini-acikliyorum/haber-177431
Yukarıdaki yazı 15 Mart 2013 tarihinde yazılmış bir yazı. Aynı yazar 18 Ağustos 2013 tarihinde yani bu yazıdan yaklaşık 5 ay sonra aynı oyuncu hakkında bir yazı daha yazıyor. İşte bu iki yazı bize o yazarın ne kadar ileri görüşlü biri olduğunu gösteriyor.
http://www.aksam.com.tr/yazarlar/alaattin-metin/salih-sana-yakisti-mi/haber-236371
İşte bu iki yazı Türk medyasının ne kadar acayip bir medya olduğunu gösteriyor. Her konuda. Sadece Salih olayına bağlamamak gerek. Spor, siyaset, magazin vs. Her konuda medya bu şekilde davranıyor.
Uzun lafın kısası biz Fenerbahçe taraftarı Salih hakkında yapacakları bellidir.
1-) EN ÖNEMLİSİ : Bu çocuğa sahip çıkacaksın. Ülkede Salih'ler kolay yetişmiyor
2-) Temiz futboldan ve Milli Takım'da gençleşmeden dem vuranlar da Salih'e saygı duyacak ve oyununu geliştirmesi için elinden geleni yapacak.
3-) Kulübün içindeki insanların kendi çıkarları için Salih'i kullanmalarını göz yummayacağız.
4-) Salih hata yapsa dahi onu kırmadan eleştireceğiz.
5-) Ve Salih'i sadece Fenerbahçe taraftarı değil, tüm Türkiye desteklemeli.
Bu yukarıdaki 5 maddeyi uyguladığımızda ne Salih zarar görecek ne de Fenerbahçe taraftarı. Bu çocuğu sahiplenmek neden mi şart? Çünkü tek. Evet tek. Şu batmış Türk futbolunda bu genç yaşta bu kadar iş yapmış tek isim. Bu yüzden birisini eleştirirken sonucunun nelere kadir olabileceğini tahmin etmek de çok önemli.
Unutmayın bu ülkenin ve bu takımın bu tip gençlere ihtiyacı var. Herkese iyi günler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder