Herkese merhaba. Bi yazıda daha sizinle birlikteyiz. Gündemimiz malum. Yarın akşam derbi var. Türkiye'nin her ne olursa olsun izleyeceği, takip edeceği bir derbi. Günlük rutin işleri bırakıp bu maça bakma isteğiyle yanıp tutuşan insanların derbisi. Her gün tekli koltuğa geçip siyasi liderlere söven insanların bir gün için de olsa bakabileceği farklı bir şey : DERBİ
Hele hele bu derbiler bir amaç uğruna oldu mu tadından yenmez. Bakınız yarınki derbi çok büyük bir amaç için. TFF Süper Kupası için. Tabi bu durumda takımlar da önemli. Şu anda bırakın Türkiye'yi Dünya'nın sayılı derbilerinden biri Fenerbahçe - Galatasaray derbisi hem de. Şimdi nacizane bu derbiyi konuşacağım. Konuşmaya çalışacağım. Dilim döndüğünce.
Öncelikle yazının başında da belirttiğim gibi zor bir derbi. Bir yanda geçen sezonu şampiyon tamamlamış Galatasaray, bir yanda da Türkiye Kupası'nı almış Fenerbahçe. Az sonra işin saha kısmına teknik/taktik kısmına geçeceğim. Ama ondan önce 1-2 uyarı da yapalım.
1. Yenen takım için bu galibiyet ilk veya son değil yenilen takım için de bu mağlubiyet ilk veya son değil. O yüzden çevreye saldırmanıza gerek yok. Sakin olun.
2. Ciddi bir sağlık sorununuz varsa maçı izlemeyin. Hatta dinlemeyin. O heyecanı yaşayamayabilirsiniz belki ama sağlığınız her daim daha önemli.
3. Gol yediğinizde kendi takımınıza asla ama asla küfür etmeyin. Sövmeyin. O şekilde takım tutulmaz.
4. Bu maçı hayat memat meselesi yapmayın. Fenerbahçeliyseniz Fenerbahçe'yi, Galatasaraylıysanız Galatasaray'ı destekleyin ve bitirin.
5. Asla bir maç için başkalarına zarar vermeyin. Ama asla. Zarar vereceğiniz kişinin de sizin gibi bir ailesi olduğunu düşünün.
Şu yazının tamamı okuyamazsanız bile şu üstteki bölümü 5 maddeyi mutlaka okuyun. Çünkü burası Türkiye. Bu ülkede derbiyi bahane edip ne olaylar oldu. En basitinden bilindiği gibi Burak Yıldırım kardeşimizi kaybettik. Daha nice Burak'lar ölmesin. Lütfen.
Bu konuları açtıktan sonra hiç de saha içine geçmek istemiyorum ama biz yazıyı hem saha dışındaki derbi hem de saha içindeki derbi olarak yorumlamak istedik. Sah dışındaki derbi çok daha önemli. Fazla uzatmadım. Canınız sıkılmasın diye. Gerçi gerçekler acıdır. Yukarıda yazılanları bilmezsek veya görmezden gelip amaaan dersek de bitik olan Türk Futbolunu daha da mahvederiz.
Gelelim derbiye. Adı üstünde derbi. Derbileri tahmin etmek imkansıza yakın bir şeydir. Bakarsın X takımı en iyi zamanında Y takımına yenilir derbide. Veya bazı takımlar için de bayram havasındadır derbi. Tıpkı Fenerbahçe'de olduğu gibi. Tümer Metin'in kaleme aldığı Metin Olmak kitabında Aziz Yıldırım'ın derbilere nasıl bir bakış açısıyla yaklaştığını daha net görebiliyoruz. Kitapta Aziz Yıldırım 'Fenerbahçe için Galatasaray maçları bir bayramdır. Maç sabahı herkes birbiriyle bayramlaşır.' Tabi bu kendine güveni yüksek bir konuşma. Biraz da iddialı. Ben bu hareketleri gereksiz buluyorum ya neyse.
İlk olarak Fenerbahçe'den başlayalım. Bu maçta önceki derbilere göre daha zor durumda. Öncelikle takımın kilit adamları olan Volkan ve Meireles Süper Kupa maçında cezalı. Ayrıca savunmada görev alan Egemen'in olmayışı ve bana göre bir HÜCUM oyuncusu olan Gökhan Gönül'ün de eksikliği bu maçta fazlasıyla hissedilecektir. Salzburg maçlarında güven vermeyen oyunu ve savunmada yapılan hatalar Fenerbahçe'nin bu maçta en büyük eksisi. Özellikle Yobo ve Mehmet Topuz'un olduğu rakibe göre sol kanattan gelişen ataklarda çok büyük bir sorun var. Tabi bunda Yobo'nun Topuz'un formsuzluğu söz konusu. Orta sahada ise dirençli ve oyun kurabilen bir Fenerbahçe yok. Topal ön libero mevkinde gayet başarılı. Ancak onun önünde oynayan 2 orta saha hücuma daha büyük bir genişlik kazandırabilir. Ama 2 Salzburg maçında da bu genişlik sağlanamadı. İlk maçta Emre - Meireles ikilisi 2. maçta da Meireles - Cristian ikilisi ileriye pek güven vermese de hücum oyuncuları işi bitirdi. Kuyt - Webo - Sow 3'lüsü gerçekten Fenerbahçe'nin kurtarıcıları olarak görevlerini en iyi şekilde yapıyorlar. Bu maçta da bu 3'lüden 1'inin gol atacağına adım gibi eminim. Buna ek olarak da Fenerbahçe'nin yedeklerinde oyuna girip de maçı değiştirebilecek bir ismin bulunmaması da büyük bir eksiklik. Stoch gittikten sonra Krasic'in de maç kadrosunda yer bulamamasından sonra muhtemelen Caner Alper ve Salih'e bel bağlayacağız. O ilerideki 3'lüden 1'i sakatlığı anda onun yerine girip onun yokluğunu aratmayacak bir isim yok. Her ne kadar bunu kimse dillendirmiyorsa da bu da büyük bir sıkıntı. Ama her şeyi bir kenara bırakırsak yukarıdaki satırlarda da okuduğunuz gibi Fenerbahçe derbileri bayram havasında geçiren bir kulüptür. Kim ne derse desin. Sözüm ona psikolojik üstünlük Galatasaray'a geçmişmiş. Geçeceksin bunları. Fenerbahçe isterse maça A2 takımla çıksın, her derbide bu bayram havası onların 1 adım önde olmasını sağlar.
Ben Fenerbahçe'nin yarın akşam bu dizilişle sahaya çıkmasını bekliyorum :
Geçelim Galatasaray'a. Onlar da Süper Kupa'yı kazanarak sezona moralli girmek istiyor. Yarın akşamki karşılaşmada Sabri cezalı olduğu için oynayamayacak. Fatih Terim de cezası sebebiyle maçı tribünden izlemek zorunda olacak. Galatasaray'ı sezon öncesi olarak değerlendirirsek herkesin ortak görüşte birleşip iyi dediği Galatasaray bence rezil durumdaydı. Öyle ki bu sene Şampiyonlar Ligi'ne katılacak takımlardan toplam 6 gol yedi. Her ne kadar Şampiyonlar Ligi'ne katılacak takımlar desem de bunlar Barcelona, Real Madrid falan değil. Malaga ve Napoli. * Savunmada hala belli bir istikrar yakalanamaması çok vahim bir durum. Emirates Cup'ta da şansları yanında olan bir Galatasaray vardı. İlk maçta rakibi 2 penaltı kaçırmış Porto ve ikinci maçta Arsenal karşısında yenik duruma düşmüş ancak bir penaltıyla maçı çevirmiş Galatasaray. Savunmada Dany - Chedjou tandemi birçok insan tarafından küfür edilerek karşılandı. Dany hazırlık maçlarında yaptırdığı 2 penaltı ve gördüğü kırmızı kartla Rekorlar Kitabı'na girmiştir herhalde. Ayrıca bu maçta 6+0+4'ün de etkisiyle sol bekte Riera değil Hakan Balta oynayacak. Savunma olarak yarın akşam Galatasaray silik bir görüntü ortaya koyabilir. Orta sahaya gelecek olursak daha takıma alışamamış Melo ve hiçbir zaman kalitesini tartışmadığım bir Selçuk İnan var. Melo Selçuk'un da etkisiyle iyi gözükmüş olabilir ama kesinlikle hala tam olarak hazır değil. Hamit'in de sahada bir var bir yok görüntüsü sergilemesi Galatasaraylıları korkutan korkutmuyorsa da korkutması gereken bir etken. Galatasaray da tıpkı Fenerbahçe gibi çok önemli hücum güçlerine sahip. Sneijder - Drogba - Burak 3'lüsü gerçekten rakip savunmaya zor anlar yaşatacaktır. Ben bu 3'lüden de en az 1 gol bekliyorum. Özellikle Fenerbahçe'nin de savunmasını göz önüne katarsak mutlaka Galatasaray da gol atacaktır. Bir diğer önemli soru da şu olmalı bana kalırsa. Acaba yıllar sonra bir derbiye ilk defa bu kadar favori şekilde çıkan Galatasaray bunun sonucunda sahaya olumlu mu olumsuz mu bir etki gösterecek? Bunu yarın akşam gösterecek. Ama Galatasaray'ın da Fenerbahçe maçlarına öyle güle oynaya çıktıklarını da düşünmüyorum.
Galatasaray'ın da yarın akşamki maça şu kadro ve dizilişle çıkmasını bekliyorum
Uzun lafın kısası bu derbide kağıt üstünde favori Galatasaray. Ama derbilerin sonucu bilinmez denilir. Çok da anlamlı ve güzel bir söz. Fenerbahçe'nin de derbileri bayram havasında geçen bir takım olması ve bu tip önemli maçları zor zamanlarda kazanması bana göre Fenerbahçe'yi bir adım önde tutuyor.
Ancaak saha içi kısmını bir kenara atarsak son zamanlarda derbinin içinde de dışında da bir takım olaylar yaşandı. Gerek sahada futbolcuların anlamsız kavgaları gerekse dışarıda adam öldürmeye varacak boyuttaki holiganlık inanın biz ve bizim gibi futbolseverleri soğuttu. Bir maç alt tarafı. Bir insan canından değerli mi? Bunu aklınızdan çıkarmadan yarınki maçı izleyin ve maç bitiminde hareketlerinizi buradaki yazılanlara göre belirleyin. Sakin olun öncelikle. Kimseye sataşmayın. Size yapılmak istenilmeyen şeyleri başkasına yapmayın. Lütfen. Futbolun bir eğlence olduğunu unutmayın.
Son olarak yarın derbide iyi olan kazansın demek isterdim ama diyemiyorum. İyi olan ve Fenerbahçe kazansın diyerek herkese iyi günler diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder